25 Kasım 2016 Cuma

Selamet Esenlik Demektir, Esereklik Değil

Bence bir şeyi bırakmanın en zor yanı bundan sonra ne yapacağına karar vermek. Ama bu karar vermek mevzusu öyle iki günde de olacak şey değil, bir de her şeyi bırakmadan karar verilmiyor, Benden söylemesi.

Karar sürecinde, bıraktığın her ne ise onu tekrar yapmak istemezsin, planladığın her ne ise ondan da o kadar korkarsın ki, ya bir gün bunu da bırakmak istersem diye derinin de derininde kaybolursun. Yani hala işleri bugünden kontrol edebileceğini sanırsın.

Sanmamalısın güzel dostum, hele hayat pek güzel salvolarla gelirken kontrolü elinde tutmaya çalışmamalısın! Bir bağdaşını kurup oturacaksın bir toprağa, yeşile, mudranı da yapacaksın, hıh, bir de oksijeni de bünyeye alıp verdin mi oh! Şimdi kendini tanımaya çalışacaksın. Gözlerini kapattığında ilk gördüğün karanlık var ya işte o dış dünya ile arandaki bir perde olacak, bu perde içerde seni yalnız tutacak. Sonra hayal etmeye başlayacaksın, bulanık anlar netleşecek senin için bu perdenin ardında bir sahne olacak.  

Ne oldu zor mu geldi? Yahu Senin bu kendini tanıma mevzusunu en geç lisede hadi bilemedin üniversitede çözmüş olman lazımdı, olmadı mı? Çok geç kaldın çok. 

Ben mesela hiç sormamışım kendime Ben nasıl mutlu olabilirim diye. Hoop ÖSS hoop AÜHF ardından da stajı, barosu derken 5 sene de avukat çıktım. O günleri hatırlayınca zihnimde, yolda çılgınca koştuğum bir sahne geliyor aklıma, birilerinin peşinden can hıraç koşuyorum, koş demişler Bana, Ben de zaten Murtaza!   

İşin aslı Biz kendimizi hiç tanımadan o lanet sınavdan aldığımız en yüksek puanı alıp en havalı okulu ve mesleği seçmeye çalışmışız. Bir de tabi çok konuşanlarımız illa avukat oldular, çünkü öyle bir şeydi avukatlık, ağızdan gelişi güzel çıkan kelimelerle hukuk yapılıyordu!

Size idealist cümleler kurmayı çok isterdim, mesela “2 yaşımdan beri Sened-i İttifak’ı ezbere bilirim ya da uykumdan önce cine periye karşı 3 kulfu bir elhem ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni mutlaka okurum.” şeklindeki sınır tanımaz örnekleri vererek hukuk benim için bir yaşam arzı diye bağlamak çok şahane olurdu. Amma velakin, Ben tamamen “hukuk iyi ya hukuk” genel bakışı ile AÜHF sıralarına oturmuş bulunuyorum. A durun kapatmayın sayfayı, yahu daha konuşuyorum, evet çok konuşuyorum!

Bu arada gülüyoruz eğleniyoruz arada kaynamasın, hukuk fakültesinde okumuş olmaktan gayet mutluyum ve avukatlık yapmayı da çok seviyorum, şimdi konumuz başka, bu konuya değinmekle yetiniyorum.

Evet, gördüğünüz gibi Ben nasıl mutlu olacağım sorusunu cevaplamak için öncelikle meslekle ilgili tartışmalara başladık, bu Bizim mi hatamız? Hayır, asla. Çünkü Bize okulda, evde ve sokakta mutlu olmak için iyi bir işinin olması gerektiği öğretildi. Kimse Bize çıkıp demedi ki çocuğum Sen nasıl bir hayat kurmak istiyorsun kendine, önce bu soruyu cevapla sonra mesleğini seçersin, o en kolayı!

Ben bu soruya bugün cevap veremiyorum, kafam karışık ve mideme sancılar giriyor.


Allah selamet versin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder